Sekülerizm, özellikle modern demokrasilerde kendini gösteren, dinin toplum ve siyaset üzerindeki etkisinin sınırlandırılmasını hedefleyen bir ilkedir. Seküler bir toplumda:
- Dini ve siyasi işlerin birbirinden ayrılması esastır.
- Dini inanç ve pratikler bireyin özel hayatına bırakılır.
- Devlet, dini bir otorite olarak değil, sivil bir otorite olarak hareket eder.
- Kamu politikaları, dini dogmalar yerine laik, evrensel etik kurallar ve bilimsel yöntemlere dayanır.
Sekülerizmin Çeşitli Kavramları
Terim | Anlamı |
---|---|
Seküler Devlet | Devletin, dini inançlardan bağımsız şekilde yasaları ve yönetim politikalarını belirlemesi |
Seküler Eğitim | Eğitim sisteminde dini öğretilerin yer almadığı, bilimsel temelli ve tarafsız bir müfredat sunulması |
Seküler Hukuk | Dini kurallara değil, laik ve evrensel hukuk kurallarına dayanan bir hukuk sistemi |
Seküler Hümanizm | İnsan aklına, ahlaki değerlere ve toplumsal adalete dayanan; dini veya dogmatik öğretilere bağlı olmayan felsefi yaklaşım |
Fransız Sekülerizmi (Laïcité) | Fransa’da uygulanan ve kamu alanında dini semboller ile dini ifadeleri sınırlandıran sekülerizm yaklaşımı |
TDK’ye Göre Sekülerin Tanımı
Türk Dil Kurumu (TDK), seküler kelimesini, Fransızca kökenli “séculier” teriminden türetilen bir sözcük olarak tanımlar ve farklı anlamlarına vurgu yapar:
- Yüzyıllık: (Sıfat olarak) yüzyılda bir gerçekleşen bir durumu ifade eder.
- Dünyacı: Dini olmayan, dünyevi düşünce ve davranışları ifade eden bir sıfat olarak kullanılır.
Sekülerizmin Toplumdaki Rolü
Sekülerizm, sosyal adalet, etik değerler, insan hakları ve özgürlüğün gelişimine katkıda bulunur. Özellikle laik yönetimlerde, vatandaşlar inançlarından bağımsız şekilde eşit haklara sahip olurken, devlet de karar alırken dini otoritelerden etkilenmez. Bu da bireysel özgürlüğü teşvik eder ve toplumda dinî inançların bireyler arasında ayrımcılığa yol açmasını önler.
Sekülerizmin Önemi
Sekülerizm, modern toplumlarda sosyal uyumu destekleyen, din ile devlet işlerinin ayrılmasını savunan bir ilke olarak öne çıkmaktadır. Bu yaklaşım, bireylerin inançlarını özgürce yaşarken devletin, toplumsal yaşamı laik değerlerle düzenlemesini sağlar.