Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2021 yılında Marmara Denizi’nde meydana gelen müsilaj afetinin ardından, 23 Aralık 2021’de Marmara Denizi Eylem Planı’nı hayata geçirdi. Bu plan, denizdeki kirliliği azaltmayı amaçlarken, özellikle azot ve fosfor kirliliğinin önüne geçmeyi hedefliyor. Bakanlık, belediyelere atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtma sistemlerine dönüştürülmesi gerektiğini belirtti.
İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi Kurma Zorunluluğu
Belediyeler, 3 yıl içinde ileri biyolojik atık su arıtma tesislerini kurma zorunluluğuyla karşı karşıya. Çevre Kanunu’na eklenen maddeye göre, belediyelerden her biri, 6 ay içinde iş termin planlarını hazırlayıp Bakanlığa sunmak zorunda. 3 yıl içinde bu tesislerin tamamlanması ve devreye girmesi gerekmekte. Ayrıca, belediyeler, tesislerin inşası için kendi atık su gelirlerinin yarısını kullanmak zorunda kalacak.
Geriye Dönük Durum Değerlendirmesi
Çevre Bakanlığı tarafından yapılan denetimlerde, atık su arıtma tesislerinin yalnızca %0.7 oranında ileri biyolojik arıtma dönüşümüne ulaşabildiği tespit edildi. Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu, bu durumu sıkıntılı olarak değerlendirerek, belediyelere daha fazla denetim yapılması gerektiğini vurguladı.
İklim Değişikliği ve Kirlilikle Mücadele
Bakan Yardımcısı Fatma Varank, müsilajın temel sebeplerinden ikisinin iklim değişikliği ve artan kirlilik olduğunu belirtti. Bu iki faktör, denizin sıcaklığını artırarak müsilaj oluşumunu tetikliyor. Belediyelerin üzerine düşen sorumluluk, kentsel, endüstriyel ve tarımsal atıkların azaltılması için atık su arıtma tesislerinin tamamlanması.
Çevre Bakanlığı'nın Yeni Uyarısı ve Sürecin Takibi
Çevre Bakanlığı, Marmara Denizi’nde müsilajın tekrar yaşanmaması için süreci takip ediyor. Bakanlık, özellikle kentsel atık su arıtma tesislerinin eksik olduğu belediyelere yönelik uyarılar gönderdi ve bu tesislerin bir an önce devreye alınması gerektiğini bildirdi. Eğer bu yatırımlar gerçekleştirilmezse, müsilajın tekrar ortaya çıkma riski artacak. Marmara Denizi’ndeki kirlilik, sadece yerel değil, tüm ülke için büyük bir tehdit oluşturuyor. Belediyelerin sorumluluklarını yerine getirmeleri, denizin temizlenmesi ve gelecek nesiller için sağlıklı bir yaşam alanı bırakılması adına kritik öneme sahip. Bu adımlar atılmadığı sürece, müsilaj gibi çevre felaketleriyle daha sık karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.