2025 yılı itibarıyla, ilk çocuk için tek seferlik 5.000 TL doğum yardımı yapılacak. İkinci çocuk için ise 60 ay boyunca aylık 1.500 TL yardım verilecek. Üçüncü ve sonraki çocuklar içinse bu yardım 60 ay süresince aylık 5.000 TL olacak. Bu düzenleme, aileleri maddi açıdan rahatlatmayı hedefliyor.
AB Ülkelerinde İzin Süresi 4 Kat Daha Uzun
Türkiye'de doğum izni süresi, AB ülkelerinin çok gerisinde kalıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde 67 haftaya kadar uzayan doğum izinleri, Türkiye'de yalnızca doğum öncesi ve sonrası 8'er hafta olarak belirleniyor. Türkiye'nin bu konuda, uluslararası standartların çok gerisinde kaldığına dikkat çekiliyor.
Asgari Ücretli Annelerin Kaybı 5.923 TL'yi Buluyor
Asgari ücretle çalışan annelerin, doğum izninde yaşadığı gelir kaybı oldukça yüksek. 22.104 TL maaşla çalışan bir asgari ücretli annenin doğum izninde kaybettiği tutar 5.923 TL'yi buluyor. SGK iş göremezlik ödeneğiyle geçici gelir desteği sağlansa da, annelerin maaşlarında ciddi bir azalma yaşanıyor.
Yarım Çalışma İzni Tercih Edilmiyor
Türkiye'de doğum izni sonrası yarım çalışma hakkı tanınmış olsa da, anneler bu hakkı kullanmıyor. İlk doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay ve üçüncü doğumda ise 6 ay yarı zamanlı çalışma hakkı verilmesine rağmen, bu düzenleme genellikle tercih edilmiyor. 2017 yılında 2.352 kişi yarım çalışma izni kullanırken, 2024 yılı itibarıyla bu rakam 710 kişiye geriledi.
Süt İzinlerinde Eşitleme Yolda
Süt izni konusunda da önemli gelişmeler yaşanıyor. Kadın işçilere doğum sonrası, 1,5 saat süt izni verilirken, kadın memurların süt izni süresi ilk altı ayda günde 3 saat, ikinci altı ayda ise 1,5 saat olarak belirlenmiş durumda. Eşi doğum yapan memurların babalık izni süresi ise 10 günle sınırlıyken, işçilerde bu süre yalnızca 5 gün. Bu eşitsizliklerin giderilmesi amacıyla süt izinlerinde eşitleme yapılması bekleniyor.
Yeni düzenlemeler, annelere yönelik önemli bir teşvik paketini içeriyor. Doğum yardımlarının artırılması, doğum izinlerinin uzatılması ve süt izni eşitlemesi, annelerin ekonomik ve sosyal haklarını güçlendirmeyi hedefliyor. Türkiye'de doğurganlık oranlarının arttırılması için atılan bu adımlar, kadın istihdamını ve aileleri desteklemeye yönelik önemli bir dönüşüm sürecini başlatıyor.
