Özgür Özel, 6 Nisan 2025'te düzenlenen CHP'nin 21. Olağanüstü Kurultayı'nda dikkat çeken bir konuşma yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevden alınmasını "19 Mart darbe girişimi" olarak nitelendiren Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "cunta yönetimi"yle suçlamıştı. Bu açıklamalar, özellikle iktidar cephesinden sert tepkilere yol açtı. Ancak Özel'in konuşması sadece CHP tabanında geniş yankı uyandırmakla kalmadı, aynı zamanda hukuki bir sürecin de başlangıcını oluşturdu.
Erdoğan'ın Çifte Hamlesi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, avukatları aracılığıyla Özgür Özel'e karşı 500 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı. Erdoğan'ın avukatları, Özel'in açıklamalarının Erdoğan'ın şeref ve saygınlığını zedelediğini öne sürerek, bu sözlerin ağır ithamlar taşıdığını ve kamuoyunda olumsuz bir algı yaratmayı hedeflediğini savundu. Dava dilekçesinde, Özel'in ifadelerinin kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusuyla, "cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla soruşturma başlatılması talep edildi.
Tazminat Davasının Gerekçeleri:
Erdoğan'ın avukatları, Özel'in kullandığı "cunta" ifadesinin, demokratik yollarla seçilmiş bir lideri ve hükümeti hedef aldığını ve halkın iradesini hiçe saydığını belirttiler. Avukatlar, bu tür ifadelerin tahrik edici ve sövgü niteliği taşıdığını, ayrıca Erdoğan'ı ulusal ve uluslararası alanda küçük düşürmeyi amaçladığını ifade etti. Tazminat davasında, Özel'in açıklamalarının Erdoğan'ın kişilik haklarına ciddi bir saldırı olarak değerlendirildiği vurgulandı.
CHP'nin Savunması:
Özgür Özel, yaptığı açıklamada, sözlerinin bir eleştiri olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. CHP yönetimi ise, bu dava sürecini "siyaseti yargı eliyle dizayn etme girişimi" olarak nitelendiriyor. Parti, Özel'in konuşmasının ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu savunarak, hukuki süreçte liderlerinin yanında duracaklarını ifade etti.
DAVA GEREKÇELERİ:
Özgür Özel'in "cunta" ifadesiyle başlattığı tartışma, yargıya taşınarak siyasi arenada önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı tazminat davası ve suç duyurusu, siyasetle hukukun kesişen noktasını bir kez daha gözler önüne serdi. CHP ise, bu sürecin ifade özgürlüğü ve siyasi eleştirinin susturulması amacını güttüğünü savunuyor. Tüm bunlar, Türkiye'de siyaset ve hukuk arasındaki dengeyi yeniden sorgulamayı gündeme getiriyor.
