Merkez Bankası Eylül ayı politika faizini %50 oranında sabit tuttuğunu açıklamıştı. Bu gelişmenin üzerine 3 Ekim Perşembe günü TÜİK Eylül ayı enflasyon verisini paylaştı. Uzun sürenin ardından ilk kez Eylül ayı enflasyonu %50'nin altına geriledi. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından paylaşılan yıllık enflasyon verisi ise %49,38'e kadar düşmüş oldu.
Eylül Ayı Enflasyon Verisi ve Kira Zammı
ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) tarafından paylaşılan enflasyon verisine göre Eylül ayında aylık %5,34. Son 12 aylık süreçte ise %88,63 oranında veri kaydedildi. TÜİK tarafından paylaşılan bu önemli verinin ardından konut ve işyerinde uygulanan kira fiyatlarında da beklenen rakamlar ortaya çıktı. Özellikle konut kira artış oranları enflasyon verisi ile birlikte netleşmiş oldu.
Eylül Ayı Konut ve İşyeri Kira Zam Oranı
Enflasyon farkı ile Eylül ayında uygulanması beklenen kira ve işyeri tavan zam oranı %63,47 oldu. Peki bu vatandaş için ne ifade ediyor?
Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl hükümet kira artışını %25 sınırlama getirmişti. Ardından yeni bir karar daha aldı ve bu süreyi uzattı. Uzayan bu süreç Temmuz ayında sona erdi. Ağustos ayı itibariyle eski sisteme geri dönüldü. Şu an için sözleşme yenileyecek olan tüm kiracılar TÜFE üzerinden kira zammı alıyor. Konut ve işyeri kiralarına 12 aylık ortalama üzerinden bir fiyat belirleniyor.
En Çok Artış Yaşayan Sektör Belli Oldu!
Şimdi de TÜİK’in paylaşmış olduğu veriler ışığında Eylül ayında bir önceki ayı ile kıyaslandığında en fazla artış yaşanan ürüne göz atalım…
Yıllık ve aylık değişim grafiğinde büyük farklar ortaya çıktı. Eylül ayında bir önceki aya göre en fazla artış %14,21 rakamı ile eğitim sektöründe oldu.
Bir önceki yılla kıyaslandığında en yüksek harcama konuttaydı. Uzmanlara göre TÜİK'in paylaşmış olduğu bu rakamlar aslında aylık beklentinin orada ortalama %2,2 üzerinde seyretti. En azından Bakan Şimşek açıklamasında bu detaya da yer verdi.
Uzmanlar Bu Konuda Ne Söylüyor?
Şu anki açıklanan enflasyon verisi bizlere para politikası üzerinde talep baskılamanın bir strateji olduğu ancak bunun sonuna gelindiğini gösteriyor. Talep daralmasının sebep olduğu yoksulluk daha fazla hissedilebilir. Ciro düşüşleri ile finansman maliyetleri net olarak görülebiliyor. Arz azalıp farklı bir enflasyonist döngüye girmek böyle bir durumda kaçınılmaz son gibi gözüküyor.