Dilek İmamoğlu, yaptığı açıklamada, Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardında yatan gerçek nedenin "halkın sevgisi ve sandıktaki başarıları" olduğunu vurguladı. Eşinin, sandıklarda rakiplerini defalarca alt ettiğini ve bunun "demokrasiye yapılan bir saldırı" olduğunu söyledi. Dilek İmamoğlu, "Gerçek nedeni herkes çok iyi biliyor. Ekrem İmamoğlu'nun milletin sevgisi kazanması bu adımları tetiklemiştir." diyerek, İmamoğlu'na karşı yürütülen soruşturmaların siyasi bir hamle olduğunu belirtti.

Baskın Anı ve Aile Üzerindeki Etkiler
Dilek İmamoğlu, sabahın erken saatlerinde yapılan polis baskını hakkında da konuştu. İmamoğlu, baskın sırasında "13 yaşındaki kızı Beren'in gözaltı işlemine şahit olduğunu" ve sonrasında okuluna gittiğini belirtti. İmamoğlu, bu tür baskınların amacının sadece Ekrem İmamoğlu'nu değil, tüm halkı "sindirmek, korkutmak ve itibarsızlaştırmak" olduğunu ifade etti.

Hukuksuzluk ve Adaletin Eksikliği Vurgusu
Dilek İmamoğlu, "hukuk ve adaletin yok sayılmasının" sonuçlarına dikkat çekerek, yapılanların toplumun tamamına karşı bir haksızlık olduğunu söyledi. İmamoğlu'nun mesajında, adaletin olmadığı bir ortamda hiçbir vatandaşın güvende olamayacağını belirtti ve milletin bu haksızlıkları gördüğünü ifade etti.

Adaletin Sonunda Zafer Vurgusu
Son olarak, Dilek İmamoğlu, Ekrem İmamoğlu'na yönelik saldırıların, "halkın iradesine yapılan bir müdahale" olduğuna dikkat çekti. Adaletin bir gün tecelli edeceğine olan inancını dile getiren Dilek İmamoğlu, halkın ferasetine güvenerek, "Ekrem İmamoğlu millete emanettir" ifadelerini kullandı.

Toplumun Ferisate Güveniyor ve Haksızlığa Karşı Duracak
Dilek İmamoğlu'nun mesajı, yalnızca Ekrem İmamoğlu'nun şahsına yönelik bir savunma değil, tüm Türkiye halkının "hukuk ve adalet" adına sesini yükseltmesi gerektiğine dair güçlü bir çağrıydı. Bu durum, Türkiye'nin geleceği ve demokrasi adına önemli bir dönemeçte olduğu mesajını veriyor.

Haksızlığa Karşı Sessiz Kalınmamalı
Dilek İmamoğlu'nun paylaştığı bu mesaj, sadece Ekrem İmamoğlu'nun değil, tüm toplumun adalet arayışının bir yansıması olarak dikkat çekti. Gözaltı süreci ve buna dair gelişmeler, hukukun üstünlüğü ve demokrasi konusunda önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu haksızlığa karşı sadece sesini çıkaranlar değil, toplumun her kesimi birlikte hareket etmelidir.