İmamoğlu'na, ifadesi sırasında "Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyor musunuz?" sorusu yöneltildi. Bu soruya, "Ben herhangi bir suç işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum" yanıtını verdi. Bu açıklama, İmamoğlu'nun suçlamaları reddettiğini ve süreci bir tür siyasi baskı olarak değerlendirdiğini gösteriyor.

İhalelere İlgisizliğini Savundu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ihalelerle ilgili sorulara İmamoğlu, geçmişteki belediye başkanlarının da kendisi gibi ihalelere katılmadığını ve sonuçlarını takip etmediğini belirterek, "Geçmiş tüm belediye başkanları başkan olduğu dönemlerde benim gibi ne ihalelere katılır ne de imza atar" dedi. İmamoğlu, belediye başkanlarının görevlerini yerine getirirken böyle bir sorumlulukları olmadığını savundu.

Siyasi Müdahale İddiası
İmamoğlu, sorgu sırasında, kendisinin ve İstanbul'daki halkın iradesine saygı göstermeyen bir iktidar tarafından hedef alındığını vurguladı. "16 milyon İstanbullunun en yüksek oy oranına sahip bir biçimde seçim kazanmış birisine bu soruların sorulması halkın iradesine dönük sürecin bir parçası olarak görüyorum." şeklindeki açıklamaları, sürecin sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi bir mücadele olduğunu düşündürdü.

Gizli Tanık Beyanlarına Tepki
İmamoğlu, ifade sırasında gizli tanıkların beyanlarına yönelik 28 soruya "Bu soruyu muhatap almıyorum" şeklinde yanıt verdi. Ayrıca, kendisine yöneltilen MASAK raporuyla ilgili sorulara "Raporu görmediğim için sorunuzu anlayamıyorum" diyerek, delil yetersizliği ve rapor hakkında bilgi eksikliği gerekçeleriyle cevap vermedi.

İmamoğlu'nun Mesajı
İmamoğlu, "Bu suç isnadını bana yükleyen ve 16 milyon İstanbullunun gözaltına alınmış bir Belediye Başkanı dönemini yaşatan bu insanlarla ilgili yasal tüm haklarımı hayatım boyunca arayacağımı, yargılanmaları için elimden geleni yapacağımı" diyerek, adalet mücadelesine devam edeceğinin altını çizdi. İmamoğlu, sürecin sadece kendi savunmasıyla sınırlı kalmayacağını, tüm bu olayların Türkiye'nin geleceği açısından önem taşıdığını belirtti.
Ekrem İmamoğlu'nun gözaltı süreci, sadece bir soruşturma değil, aynı zamanda siyasi bir mücadelenin parçası olarak dikkat çekiyor. Bu süreç, halkın iradesinin ve demokrasinin geleceği üzerinde önemli bir etki bırakacağa benziyor.