Lütfü Savaş, 2024 yılında CHP'nin İstanbul Esenyurt ilçesinde yapılan bir mitinge tepki göstermiş ve sosyal medya hesabından, "Bugünün CHP'si DEM'lenmekle meşgul. Terörle bağ kuranları savunamayız" şeklinde bir paylaşımda bulunmuştu. Bu açıklamaları nedeniyle CHP Merkez Yönetim Kurulu tarafından kesin ihraç istemiyle disipline sevk edilen Savaş, 11 Aralık 2024'te partiden ihraç edildi. Savaş, bu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkemeye başvurdu.
Hukuka Aykırılık İddiası
Lütfü Savaş'ın avukatı aracılığıyla mahkemeye sunduğu dilekçede, disiplin cezasının verilme şeklinin ve partisinin iç tüzüğüne aykırı olduğu savunuldu. Dilekçede, şikayetin ve isnadın net bir şekilde belirtilmediği, müvekkilinin savunma haklarının ihlal edildiği vurgulandı. Ayrıca, cezanın şekil unsurları bakımından hukuka aykırı olduğu ifade edildi.
Yerel Seçim Eleştirisi
Dilekçede, Lütfü Savaş'ın yerel seçimlerde CHP ve DEM Parti arasında yapılan 'Kent Uzlaşısı' modelini eleştirdiği belirtildi. Savaş, özellikle belediye başkan adayları ve DEM Parti ile yapılan ittifakı sorumlu bir yaklaşım olarak değerlendirdi. "Bu tür durumlara sessiz kalmayı bir sorumsuzluk olarak görmüştür" diyen Savaş, parti içinde bu konuda uyarılarda bulunmuş ve değişiklik yapılmadığını ifade etti.
Demokratik Sorumluluk ve Tepki
Lütfü Savaş, yaptığı açıklamada, Esenyurt Belediyesi ile başlayan ve Beşiktaş Belediyesi ile devam eden terör bağlantılı kişi ve gruplara destek iddialarına dair duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Bu rahatsızlık, Savaş'ın parti içinde bu konuda yaptığı uyarıları dikkate almadığı için daha da büyüdü. Savaş, partisini korumak ve olası tehlikeleri kamuoyuna duyurmak amacıyla bu açıklamaları yaptığını belirtti.
Son Çare: Kamuoyuna Duyuru
Mahkemeye başvurmasının bir diğer nedeninin ise, "Bunları biliyordun, neden sustun?" sorusuna muhatap olmamak olduğunu belirtti. Bu nedenle doğru bildiklerini kamuoyuyla paylaşan Lütfü Savaş, partisinin zarar görmesini engellemek için sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini vurguladı.
