İbrahim Germi'nin dükkanında bulunan ve tarihi bir değere sahip olan kapı, Ermeni ustalar tarafından kaynaksız, geçme yöntemiyle yapılmış. 150 kilogram ağırlığındaki kapı, 158 yıl önce yapılmış ve bu kadar eski bir eserin eşi benzeri bulunmuyor. Kapı, hala işlevsel olan mekanizmalarıyla dikkat çekiyor.
Kapıyı Satmak İçin Baskı Yapıldı
Kapıyı almak isteyenler arasında dönemin Katolik Kilisesi papazı ve bazı tarihi eser meraklıları da yer aldı. Germi, kendisine para teklif edilse de kapıyı satmayı düşünmediğini belirtiyor. "Bu kapı bir eşsiz parça, satılacak bir şey değil" diyen Germi, kapıyı dükkanında saklamaya devam edeceğini vurguluyor.
Kapı, Aileye Yadigar Kaldı
Germi, kapının dedesinden babasına, babasından ise kendisine yadigar kaldığını ifade ediyor. Kapının yıllar önceki sahipleri, bir altın sarısı tutamak nedeniyle bir hırsızlık vakasıyla da karşılaşmışlar. Ancak Germi, bu tür olayları hatıra olarak sakladığını ve kapının hiçbir şekilde satılmayacağını söylüyor.
Demircilik Mesleği Tehlikede
İbrahim Germi, Samsun'daki son demirci ustası olarak bu mesleği yaşatmaya devam ediyor. Ancak, mesleğe olan ilgi giderek azalmış durumda. "Çırak yetişmiyor, meslek ölüyor," diyen Germi, kendisinden sonra Samsun'da bu işi yapacak kimsenin olmadığını belirtiyor. "Baltayı bilemek için bile usta bulamayacaklar," diyor ve demircilik mesleğinin sona erdiği uyarısını yapıyor.
158 Yıllık Tarihi KApı
İbrahim Germi'nin 158 yıllık tarihi kapıyı satmaması, sadece bir demir ustasının değil, aynı zamanda bir ailenin ve bir mesleğin geçmişine sahip çıkmasının simgesi olarak dikkat çekiyor. Demircilik mesleği yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalırken, Germi'nin kararlı duruşu, geçmişe sahip çıkmanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.