İmzalanan anlaşma, sekiz ana maddeden oluşuyor. Bunlar arasında, Kürt toplumunun Suriye devletinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmesi, vatandaşlık haklarının garanti altına alınması ve siyasi süreçlere katılımın sağlanması gibi önemli maddeler bulunuyor. Ayrıca, SDG kontrolündeki petrol ve gaz sahalarının Suriye devletine devredilmesi ve Suriye’nin güvenliği ve birliğine yönelik tehditlerle mücadele edilmesi de anlaşmanın öne çıkan unsurları arasında yer alıyor.

Suriye’nin Güvenliği İçin Bir Dönüm Noktası
Mazlum Abdi, anlaşmanın “Yeni Suriye'nin inşası için bir fırsat sunduğunu” ifade etti. Bu süreç, Suriye halkının adalet ve istikrar beklentilerinin karşılanması adına önemli bir dönüm noktası olabilir. Suriye yönetimi ve SDG arasındaki işbirliği, hem yerinden edilmiş Suriyelilerin evlerine dönüşünü sağlayabilir hem de iç barışa giden yolu açabilir. Ancak bu sürecin başarılı olabilmesi için anlaşmanın tam anlamıyla uygulanması ve sürekli bir denetim mekanizması kurulması gerekecek.

Türkiye İçin Anlamı ve Olası Sonuçlar
Türkiye açısından bu gelişme oldukça önemli. Eğer anlaşma başarıyla uygulanırsa, Türkiye'nin Suriye’deki askeri varlığının da gereksiz hale gelmesi söz konusu olabilir. Prof. Dr. Celalettin Yavuz, bu gelişmenin Suriye yönetimi ile Türkiye'nin ilişkilerini normalleştirmesi açısından bir fırsat sunduğunu belirtti. Ayrıca, Türkiye'nin Suriye'ye müdahale etmek zorunda kalmayacağını ifade eden Yavuz, bu durumun bölgedeki çatışma ortamını azaltabileceğini söyledi.

ABD'nin Bölgeden Çekilme İhtimali
Bu anlaşma, aynı zamanda ABD’nin Suriye’deki askerî varlığını da etkileyebilir. Prof. Dr. Yavuz, “Eğer bu süreç sorunsuz ilerlerse, ABD’nin bölgeden çekilmesi söz konusu olabilir” dedi. ABD'nin çekilmesi, hem Türkiye hem de Suriye yönetimi için büyük bir rahatlama sağlayabilir. Ancak bu durum, özellikle İsrail ve İsrail destekli gruplar için olumsuz bir gelişme olabilir. Bu gruplar, Suriye hükümetine karşı bir strateji geliştirmek zorunda kalabilir.

Sürecin Abdullah Öcalan ile Bağlantısı
Görüşmelerin ilerlemesinin, Abdullah Öcalan’ın mektubu ile dolaylı bir bağlantısı olabilir. Prof. Dr. Yavuz, PKK ve YPG ile Suriye hükümetinin arasındaki görüşmelerin zaman içinde olumlu sonuçlandığını belirtti. Öcalan’ın mektubu, bölgedeki aktörlerin karşılıklı görüşme süreçlerine girmelerinde etkili olmuş olabilir. Bu da Suriye’nin içinde bulunduğu süreçte daha geniş bir uzlaşının işaretini veriyor.
SDG'nin Suriye hükümetiyle entegrasyonu, bölgedeki güç dengelerini derinden etkileyebilir. Bu gelişme, Suriye'nin geleceği ve Türkiye için stratejik anlamı açısından önemli sonuçlar doğuracak. Süreç ilerledikçe, bölgedeki aktörler arasındaki ilişkilerin nasıl şekilleneceği, iç güvenlik, dış müdahale ve uluslararası ittifaklar açısından kritik bir öneme sahip olacak.