Toros Dağları'ndaki Yörükler tarafından, maya bulunmadığı dönemlerde çayırların üzerindeki çiğ tanelerinden mayalanarak üretilen Silifke yoğurdu, 2022 yılında Türkiye'de coğrafi işaret tescili almıştı. 23 Ocak 2025'te ise Avrupa Birliği Komisyonu tarafından onaylanarak uluslararası tescil belgesine kavuştu.
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin Kaynar, bu başarının bölge için önemine dikkat çekerek, yoğurdun ihracat yolunu açacağını belirtti. Kaynar, “Silifke’den tüm dünyaya bu yoğurdu biz ulaştıracağız. Tescil, hem yerel üreticilere hem de ulusal firmalara büyük bir avantaj sağlayacak” dedi.
Yoğurt Üreticilerinin Gururu
Silifke’de yoğurt üreticisi Zekeriya Şenel, Avrupa Birliği tescilinin kendilerini çok mutlu ettiğini ifade ederek, “Bu gelişmeyi tüm müşterilerimize duyurmak istiyoruz. Silifke yoğurdunun lezzeti artık dünya çapında tanınacak” diye konuştu.
İlçe Sakinlerinden Olumlu Tepkiler
Tescil haberi, ilçe halkı tarafından da sevinçle karşılandı. İlçe sakini Selim Ergün, “Silifke yoğurdunun Avrupa’da da tanınacak olması gurur verici” dedi. Vatandaşlardan Selahattin Erginer, tescilin Silifke için hayırlı olmasını dilerken, Seher Çalışkan, herkesin gönül rahatlığıyla bu yoğurdu tüketebileceğini söyledi.
Tarihi ve Kültürel Değeri Büyük
Kaynaklara göre, yoğurdun tarihi milattan önceki yıllara dayanıyor. 16. yüzyılda hekimler tarafından mide tedavisinde kullanılan yoğurt, "ebedi hayatın sütü" olarak adlandırılıyordu. Silifke yoğurdu, bu köklü geçmişin bir parçası olarak, üzerine bal dökülerek tüketilen farklı bir lezzet olarak öne çıkıyor.
Avrupa Sofralarına Açılan Kapı
Silifke yoğurdunun Avrupa Birliği tarafından tescil edilmesi, bölge için ekonomik ve kültürel bir kazanım oldu. Bu gelişme, hem yerel üreticilere hem de ulusal firmalara uluslararası pazarlarda rekabet avantajı sağlayacak. Silifke yoğurdu, bu tarihi başarıyla artık Avrupa sofralarında yer alacak. Yüzyıllardır türkülere konu olan Silifke yoğurdu, coğrafi işaret tesciliyle bir dünya markası olma yolunda ilerliyor. Bu başarı, hem yöre halkını hem de üreticileri gururlandırırken, Türk mutfağının eşsiz lezzetlerini dünyaya tanıtma yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.