Amerikalı savunma devi Lockheed Martin tarafından gizlice geliştirilen SR-72, 2030 yılına kadar ilk uçuşunu gerçekleştirecek. SR-72, keşif, gözetleme ve istihbarat görevlerinde kullanılmak üzere tasarlandı. "Blackbird’ün Oğlu" olarak bilinen bu araç, hipersonik hızlara ulaşabilen ilk insansız hava aracı olma özelliğini taşıyor.
Hipersonik Hızlarla Hava Savunma Sistemlerini Aşacak
SR-72, Mach 6 hızlarına ulaşabilmesiyle dikkat çekiyor. Türbin tabanlı kombine çevrimli motorla güçlendirilen bu araç, hipersonik hızlara geçişte hiçbir zorluk yaşamayacak. Bu özellik, SR-72’nin S-500 gibi güçlü hava savunma sistemlerinden kolayca kaçabilmesini sağlıyor. Bu yetenek, savaş alanında büyük bir avantaj yaratacak.
SR-72 Otonom Özellikleriyle Geleceğin Gözcüsü
SR-72, otonom özellikleri sayesinde pilotsuz uçabilecek. Bu sayede radar ve hava savunma sistemlerinden kolayca kaçabilen araç, yapay zeka sistemleriyle donatılacak. Bu sistemler, SR-72'nin insan vücudunun dayanamayacağı manevralar yapabilmesine olanak tanıyacak. Yüksek hızlar ve gelişmiş yapay zeka, SR-72’yi bir adım öne çıkaracak.
Balistik Füzelerle Donatılacak
SR-72, sadece keşif ve gözetleme görevlerinde değil, aynı zamanda savaş alanında da etkili olacak. Araç, balistik füzelerle donatılacak ve böylece hava savunma sistemlerine karşı önemli bir tehdit oluşturacak. SR-72’nin bu yeteneği, savaşın seyrini değiştirebilir.
2030'a Kadar Hava Hakimiyetinin Yeni Patronu
SR-72’nin 2030 yılına kadar ilk uçuşunu yapması ve ABD Hava Kuvvetleri envanterine girmesi bekleniyor. Bu gelişme, savunma dünyasında bir dönüm noktası olacak. Hipersonik hızlar ve otonom uçuş özellikleriyle SR-72, hava hakimiyetinin yeni patronu olmaya aday.
SR-72, teknolojik açıdan devrim yaratacak özelliklere sahip bir insansız hava aracı olarak savunma alanında önemli bir boşluğu dolduracak. 2030’a kadar yapılan her gelişme, dünya çapında yeni stratejilerin şekillenmesine yol açacak. SR-72’nin ilk uçuşu, havacılık ve savunma tarihine adını yazdıracak bir anı olacak.