Milli Savunma Bakanı Güler, olaya karışan teğmenlerin "emir komuta zincirini kasıtlı olarak devre dışı bırakmak"la suçlanarak disiplin süreçlerinin başlatılacağını belirtti. Ancak Güler’in açıklaması, İYİ Parti ve CHP’li milletvekillerinin sert eleştirilerine neden oldu. İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Güler'in açıklamalarının, "ihsas-ı rey" yani önceden karar verilmiş bir durumu işaret ettiğini belirtti. Türkoğlu, “Bakan peşinen mahkum etti. Yüksek Disiplin Kurulu karar vermeden kalemi kırdı,” dedi.
CHP’li Bayraktutan’ın Tepkisi
CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ise Bakan Güler'in açıklamalarına karşılık, "Atatürk’ün askeri olmaktan başka hiçbir suçu olmayan teğmenleri bir kalemde silmek vicdansızlık değil mi?" diye sordu. Bayraktutan, bu tür bir yaklaşımın, askeri hiyerarşi ve disiplinin korunmasından çok, teğmenlerin geleceğini karartma anlamına geldiğini savundu.
Teğmenlerin Durumu ve İmzalar Artıyor
Teğmen Ebru Eroğlu’nun görevine dönmesi için başlatılan imza kampanyasına 52 bin kişi destek verdi. Bu kampanya, teğmenlerin toplum nezdindeki desteklerinin arttığını gösteriyor. Güler’in açıklamaları sonrası, kamuoyunun büyük bir kısmı, teğmenlerin savunmalarını dinlemeden alınan bu kararları sorguluyor.
İhsas-ı Rey ve Hukuki Süreç
İYİ Parti ve CHP'nin eleştirilerinin temeli, "ihsas-ı rey" olarak adlandırılan sürecin hukuki ve etik açıdan problemli olduğudur. Bakan Güler'in açıklamaları, Yüksek Disiplin Kurulu’nun karar sürecini etkileyebilecek nitelikte olarak değerlendirildi. Bu tür bir yorumun, askeri ve hukuki açıdan adil olup olmayacağı da hala tartışılıyor.
Disiplin Sürecinde Adalet Mi, Yoksa Siyasi Etkiler Mi?
Kara Harp Okulu mezunu olan ve silahlı kuvvetlerdeki görevlerini yerine getiren teğmenlerin ve subayların askeri disiplini ihlal ettikleri iddiaları, sorulması gereken bir diğer önemli soru ise, bu tür kararların siyasi bir baskı altında olup olmadığıdır. Teğmenlerin savunmalarının alınmadan karar verilmesi, askeri disiplinin gerekliliğiyle mi yoksa siyasi hesaplarla mı alındığı yönünde ciddi şüpheler yaratıyor.
Geleceğin Subayları İçin Belirsizlik
Teğmen Ebru Eroğlu ve arkadaşlarının durumu, yalnızca disiplin ve askeri hiyerarşi meselesi değil, aynı zamanda adaletin ve hukukun ne şekilde işlediğiyle ilgili büyük bir soru işareti oluşturuyor. İlgili meclis görüşmeleri ve takip eden açıklamalar, Türkiye'nin gelecekteki askeri liderlerinin kaderinin politikalardan bağımsız olmasına dair önemli bir sınavı da simgeliyor. Bu süreçte alınacak kararlar, sadece ilgili bireyleri değil, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleceğini de etkileyecek gibi görünüyor.