Ümit Özdağ, tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevi'ndeki 65 günlük sürecin sonunda, halen iddianamesinin mahkemeye sunulmadığını belirterek, açlık grevi başlatacağını açıkladı. Özdağ, dosyaya girecek tüm belgelerin sunulduğunu ancak iddianamenin bir türlü hazırlanıp mahkemeye verilmediğini dile getirdi. Bu durumu, adaletsiz bir uygulama olarak nitelendiren Özdağ, cezalandırılmaya rağmen hukuki süreçteki eksikliklerin giderilmemesini eleştirdi.
Açlık Grevi Sürecinin Detayları
Özdağ, kararını açıkladığı mektubunda, iddianame mahkemeye sunulana kadar cezaevi yönetiminden yemek almayı reddedeceğini belirtti. Ramazan ayının son günlerinde iftar ve sahurunu sadece kantinden temin ettiği malzemelerle yapacağını vurgulayan Özdağ, bayram sonrasında cezaevi yönetiminden hiçbir gıda maddesi almayacağını söyledi. Özdağ, açlık grevini "ölmeyecek kadar yiyecek" şeklinde sürdüreceğini belirtti.
Hukukun Üstünlüğü Talebi
Mektubunda, sadece adil bir yargı süreci talep ettiğini belirten Özdağ, hukukun "düşman gibi davranmak" için değil, adil bir şekilde uygulanması gerektiğini ifade etti. Özdağ, adaletin sağlanmasını istediği gibi, kin ve öfke ile hareket edilmemesi gerektiğine de dikkat çekti. Özdağ, sözlerine "Biz düşman değiliz" diyerek devam etti ve adaletli bir yargılama süreci talep etti.
İddianame Sunulmadığı İçin Süreç Tıkanmış Durumda
Zafer Partisi liderinin açlık grevine gitme kararı almasının sebeplerinin başında, suçlamalarla ilgili olarak cezaevinde kaldığı süre boyunca iddianamesinin hazırlanıp mahkemeye sunulmaması yer alıyor. Özdağ, bu süreçte herhangi bir somut ilerleme olmadan geçirdiği 65 günün haksız bir tutukluluk süreci olduğunu savunuyor. Özdağ, 3 yıl hapis cezası ile yargılanan bir kişi için şu ana kadar yatmış olduğu sürenin zaten cezayı aşması gerektiğine dikkat çekti.
Zafer Partisi Liderinin Talebi Adalet
Mektubunda adalet çağrısı yapan Özdağ, "Bize duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin" diyerek, adaletli bir yargı süreci istedi. Bu çağrıda, kişisel bir isyan veya nefret dili kullanılmaksızın, sadece hukukun uygulanması gerektiği vurgulandı.
Ümit Özdağ'ın cezaevinde başlattığı açlık grevi, hukuki sürecin adil bir şekilde işlemesini isteyen güçlü bir duruş sergiliyor. Özdağ, adaletin yalnızca haksız yere tutuklananların değil, toplumun tüm kesimlerinin hakkı olduğunu belirtiyor. Özdağ'ın bu cesur adımı, Türkiye'deki adalet sistemi üzerine önemli bir tartışmayı yeniden gündeme getirdi.
