Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın oluşumunda deniz kirliliği, iklim değişikliği ve deniz koşullarındaki durağanlığın ana etkenler olduğunu belirtti. Kirliliğin artması, denize bilinçsizce atılan azot ve fosfor miktarının yükselmesine neden oluyor. Bu durum, fitoplankton denilen minik bitkilerin stres şartlarında aşırı çoğalmasıyla müsilajın ortaya çıkmasına yol açıyor.
Marmara’nın Kirlilik Yükü Artıyor
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’nin 25 milyonluk bir nüfusa ve yoğun sanayi faaliyetlerine hizmet ettiğine dikkat çekti. Bunun sonucunda, Marmara Denizi'ne iki yüzden fazla akarsuyla ulaşan kirleticilerin ekosistemi tehdit ettiği ifade edildi.
Müsilaj 7 Haftada Marmara’yı Sardı
23 Ekim 2024 tarihinde Erdek Körfezi'nde ortaya çıkan müsilaj, 7 hafta içinde Marmara Denizi’nin tamamına yayıldı. Tekirdağ’dan Prens Adaları'na, İzmit Körfezi'nden Çanakkale Boğazı'na kadar her noktada etkisini gösteren müsilaj, 3-25 metre derinlikteki mercandan deniz çayırlarına kadar pek çok canlıyı tehdit ediyor.
Eylem Planı Yeterli Olmadı
2021 yılında hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı, bugün yetersizliğiyle eleştiriliyor. Yüzde 51 oranında ileri biyolojik arıtmaya tabi tutulan evsel atıklar, 2024’te sadece %0.7 ilerleme kaydederek %51.7 oranına ulaştı. Prof. Dr. Sarı, bu durumun Marmara’nın kirlilik yükünü azaltmakta başarısız kalındığını belirtti.
Müsilaj Felaketinden Kurtulmak Mümkün Mü?
Marmara Denizi'ni kurtarmak için bir dizi önlem önerildi:
- Sanayi atıklarının denetlenmesi ve arıtılması
- Akarsuların temizlenmesi
- Denize çamur dökülmesinin yasaklanması
- Balıkçılığın yeniden düzenlenmesi
- Müsilajdan zarar gören sektörlere sigorta sistemleri getirilmesi
Birlikte Hareket Etmek Zorundayız
Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilaj sorununun sadece bilim insanlarının değil, merkezi ve yerel yönetimler ile bireylerin de sorumluluğu olduğunu vurguladı. “Marmara’yı kurtarmak için iş birliği şart” diyen Sarı, vatandaşların bilinçlendirilmesi ve aktif katılımlarıyla bu felaketten kurtuluşun mümkün olabileceğini belirtti.
Marmara Denizi’nin geleceği hepimizin elinde. Ekosistemi korumak için harekete geçmek bir tercih değil, zorunluluktur.