Pehlivan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İmamoğlu’nu "resmi belgede sahtecilik" suçlamasıyla ifadeye çağırmasını eleştirdi. Avukat, İmamoğlu’nun sunduğu belgelerin doğru olduğunu belirterek, YÖK raporunun da bu belgelerin doğruluğunu onayladığını söyledi. Raporda, İmamoğlu’nun yatay geçiş kriterlerini yerine getirdiği ve sunduğu belgelerin geçerli olduğu ifade edildi.

“Sahtecilik Yok, Yargı Tacizi Var”
Pehlivan, soruşturmayı “yargı tacizi” olarak tanımladı ve İmamoğlu’nun suçsuz olduğunu vurguladı. “Devlet kayıtları belgelerin doğruluğunu kanıtlıyor, ortada bir sahtecilik yok,” diyerek, savcılığın ifadeye gerek duymaması gerektiğini belirtti. Pehlivan, İmamoğlu'nun sürecin tarafı olmadığını, bu yüzden ifadeye çağrılmaması gerektiğini savundu.

Savcılığın İstanbul Üniversitesi’ne Yazısı Tartışma Yarattı
Pehlivan, geçtiğimiz hafta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği yazıya da değindi. Yazının, teamüllere aykırı olduğunu belirten Pehlivan, savcılığın sadece kolluk güçlerine talimat verebileceğini ancak kamu kurumlarına baskı yapamayacağını ifade etti. Ayrıca, diploma konusunun bir itibar zedeleme kampanyasına dönüştüğünü ve yargının bu algının parçası olmaması gerektiğini belirtti.

Beş Yıl Önce Kapanan Dosya Yeniden Gündemde
Avukat, soruşturmanın beş yıl önce kapanan bir dosya ile yeniden gündeme geldiğini söyledi. 2020’de, CİMER’e yapılan bir şikayetle konunun gündeme geldiğini hatırlatan Pehlivan, İstanbul Üniversitesi’nin yatay geçişin yasal olduğunu bildirdiğini vurguladı. Ancak beş yıl sonra aynı ihbarla savcılığın tekrar YÖK raporu talep ettiğini söyledi.

Soruşturmanın Arkasında Siyasi Motivasyon İddiası
Pehlivan, İmamoğlu’na yönelik soruşturmanın ardında siyasi bir motivasyon olabileceğini öne sürdü. Avukat, soruşturmanın zamanlamasının ve özellikle İmamoğlu'nun siyasi duruşunun bu süreci tetiklediğini belirtti. Pehlivan, “Bu soruşturma, yalnızca İmamoğlu'nun kişisel haklarını ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda İstanbul halkını da mağdur etmeyi hedefliyor” diyerek, durumu eleştirdi. Ayrıca, sürecin siyasi bir yıpratma kampanyası olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.